17 Nisan 2008 Perşembe

BİSİKLET SEZONU AÇILMIŞTIR




Yürüyüşe çıkacakken birden içime bir vicdan azabı düştü."Evde kalmana gönlüm razı değil, gelmek istemisin benimle?"dedim benim kuzuya.Sanki beynimden geçenleri okumuş gibi "Bisikletimide alalım mı?"diye dordu.Aramızda gerekli anlaşma şartlarını yaptıktan sonra(0 ,yoruldum deyip bisikletini bana taşırttırmayacak;bende hava bozmazsa dönüşte ona bir süpriz yapacağım)iniverdik hemen yamacımızdaki sahile.




Denizle yanyana giderek bisikletini sürdü.




Yorulunca yol kenarlarında dinlendi.



Çıkılacak,tırmanılacak yer görse dayamaz ya hemen merdivenlere saldırdı.Manzarayı seyretti,zorla bana birkaç poz verdi.



Bazı çiçekleri evde bekleyen babaannesine götürmek için kopardı.Bazılarını koparmaya kıyamadı sadece sevdi(özelliklede belediyenin diktiği laleleri)






En büyük meraklarından biri olan havuzları seyretti.



Ne üfleme çiçeğinden nede çubuk krakerinden vazgeçebildi.



Dönüş yolumuzda oldukça eğlenceliydi.Kısa boylu ağaçların altına girip minik kuşları dinledik. Güzel güzel çiçekleri seyrettik.Gazetemizi aldık.Ben gazetenin sayfalarına bakınırken,Eylül Ilgın parkta koşturup durdu.Onun elinde topladığı topladığı çiçekler,benim elimde bisiklet yorgun argın eve geldik.Yorulduk yorulmasına da böyle yorgunluğa can kurban...Kızıma,onunla geçirdiğim her dakikaya can kurban:)

Hiç yorum yok: