12 Şubat 2008 Salı

EVDE TEMİZLİK VAR






AZCIK DAHA BÜYÜ OLUR MU KUZUM?












  
 

Ne hayaller kurdun şimdiden.Ona elbiseler alacaksın üşümesin diye,gezmeye götüreceksin parklara,beraber saklanbaç oynayacaksınız,güzel güzel mamalar ve tasmalar alacaksın.Yapmasına hepsini yaparsın da azcık daha büyüsen be kuzucuğum."Azcık daha büyü,öyle alalım " dediğimde önce "Tamam annecim "deyip,birkaç dakika sonra pufun üstüne çıkıp "Bak dediğin kadar büyüdüm işte" demenden bile ne kadar çok istediğini anlıyorum ve bende çok istememe rağmen o sorumluluk için küçük olduğunu düşünüyorum.
Söz veriyorum azcık daha büyü alacağım istediğin köpeği...


 

   

8 Şubat 2008 Cuma

BÜTÜN GÖKYÜZÜ VE KUŞLAR BENİM

Bugün içimde ne zamandır olmayan bir enerji vardı.Ev işleriyle aramın pek iyi olmamasına rağmen kendi çapımda oldukça iyi işler başardım:)Tatlı kızımda odasında hayvanlarına su içirmekle ve onları uyutmakla meşgul olduğu için rahat rahat bitirdim işlerimi.
Dışarıda yapılacak bir kaç iş için hazırlanıp çıktık öğleden sonra.Gittiğimiz kuru temizlemecideki makinalar çok ilgisini çekt, biraz onlara bakarak ve sorular sorarak oyalandı.




Parkın yanından geçerken içinde oynayanlar olduğunu gördü ve hiçbirşey demeden sadece gözlerime baktı.Ben mesajı alır almaz baştan pazarlık yaparak parka girdik.Biraz salıncak,azcık kaydırak sefası;kah anne hadi yukarı diyerek,kah kuşlara dalarak hasret giderilen tahtarevalli...



Eve gelincede herşey hoştu taki kızıma kızdığım o ana kadar:Su içtiği bardağı pufun ayağının yanına koymuş.Gördüm ve geçerken bardağa dikkat etmesini söyledim.Sanki ben öyle söylememişim gibi kaşla göz arasında koca bir bardak suyu devirdi.Sinirli bir şekilde odasına gitmesini söyledim. Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz pişman oldum ama Eylül Ilgın ağlamaya başlamıştı bile.Odasına gittim arkasından kapının arkasına saklanmış beni bekliyordu.

-Özür dilerim,sana bağırmamam gerektiğini biliyorum.Yinede daha dikkatli olmanı isterdim.
-Bende özür dilerim ama bardağı niye mutfağa götürmedin?Götürseydin bende onu dökmezdim.
-???
-Hadi gel barışalım bi dahada bana kızma tamam mı?
-Tamam kuzum.


Ben kızımın yaşındayken böyle kendimi savunamazdım herhalde.Hatta bazen şimdi bile tutulur kalırım.Umarım kendine olan güvenini , doğru bildiklerini savunmayı ve hakkını aramayı geliştirerek yetkin bir parçan haline dönüştürürsün sevgili kızım.




"BÜTÜN GÖKYÜZÜ VE KUŞLAR BENİM"

diyerek kollarını göğe kaldırdığında haklıydın kızım.

Bu sevme gücü sende oldukça hepsi senin olabilir.

7 Şubat 2008 Perşembe

GEÇEN HAFTANIN ÖZETİ










Teyze ve dayıyla geçen dopdolu bir hafta...Fazla söze ne gerek var.



6 Şubat 2008 Çarşamba

RESİM BAHANE

Elinde kağıt kalem olan çocuklara bayılıyorum.Bu kızım olunca bonuslu olarak hoşuma gidiyor.Gördüğüm her değişik kalemden,boyadan almak istiyorum.


Bir aralar benim bu tutkum yüzünden kendini aşıp duvarlara,koltuklara hatta kitaplarıma (ki en kötüsü bence bu) çiziktirmeye başlamıştı.

Babaannemiz biz böyle boyalarla, kalemlerle yayılınca kızıyor ama biz onu gıdıklayarak ikna ediyoruz.


Gecenin 02:00'sinde bu resimlere bakınca her zerremle hissediyorum ki anne olmak muhteşem birşey.


Dedim ya resim bahane,sadece seni sevdiğimi bir kez daha söylemek istedim.

5 Şubat 2008 Salı

KAR SEVİNCİ


Ordu 'ya neredeyse hiç kar yağmadı.Bütün ilçere,köylere,yüksek yerlere yağdı ama merkeze sadece bir gece yüzünü gösterdi ve sabah ortadan kayboldu.Gece yağan karı görüp,sabah karla oynama hevesleriyle kalkan çocuklar erimiş ve çamurlara bulanmış kardan başka bişey göremediler.Kızım Eylül Ilgın ve kardeşim Sanem İrem' de o hayal kırıklığına uğrayınca (bu arada son bir haftadır annemler bizdeydi) bizde tek çareyi 15 dk uzaklığımızdaki bembeyaz Boztepe'ye çıkmakta bulduk.

Karları görür görmez sevinçten çığlık atan çocuklara pek belli etmedim ama el değmemiş beyazı görmek benide sakinleştirdi.


Hazır çıkmışken yemekte yiyelim dedik.Ama siz aynı hatayı yapmayın.Olurda yolunuz bir gün Ordu Boztepe'ye düşerse sadece çayınızı için ve manzaranın keyfini çıkartın.

Yol kenarında hiç el değmemiş bir alanda durup karadan adam yapmaya başladık ama yüksekteki soğuğunda etkisiyle vazgeçip kartopu oynamaya başladı bizim ekip.

Eylül Ilgın'ın kendini karlara bir atışı vardı ki bu resim anlatmakta yetersiz kalıyor.

Ufacık boyuyla dayısını bile karlara yuvarladı,anlayın artık neşesini.

Teyze,dayı ve baba üçlüsüyle çekilen birkaç pozdan sonra bende katıldım aralarına ama her zamanki gibi benim fotoğrafımı çekmek kimsenin aklına gelmedi:)