30 Haziran 2008 Pazartesi

ANASININ KIZI

Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmada ebeveynlerin rolünün ne kadar önemli olduğundan hep bahsedilir.İşte size kanıtı:

Bu aralar benim kitaplarıma merak saldı Eylül Ilgın.Kızım doğduğundan beri kitaplarımın ilk sayfalarına onun adını yazıyorum,sorduğu zaman evdeki kitapların zaten onun olduğunu,ama okuması için biraz daha büyümesi gerektiğini söylüyorum.Yinede okuduğum kitapları ellemekten,incelemekten büyük zevk alıyor.

Önceki gün yemek sofrasındayız.Eylül Ilgın yine kumlarla oynuyor sandığımdan,kumsala doğru yöneldim.1-2 adım atmadan gözüm hamağa takıldı.Hamakta kitap okuyan o küçük şeyi ürkütmeden hemen makinemi alıp fotoğrafını çektim.

3. fotoğrafta beni farketti.Kitabı beğenip beğenmediğini sordum.Beğendiğini ama resimleri olsa daha da beğeneceğini söyledi:)İçimden okuduğum kitaplara resim çizmek geldi:)

23 Haziran 2008 Pazartesi

iLK MEKTUBUMUZ VE ÇADIRDAN NOTLAR...



Oturuyoruz bir akşam.Birdenbire "Bize niye hiç postacı gelmiyor?" diye sordu.Geldiğini ama bizim görmediğimizi söyledim,bu seferde "Geliyorsa bana niye hiç mektup getirmiyor?"dedi. Bunun üzerine onunda kimseye mektup yazmadığını söyledim."Yazsaydık o zaman" diye cevap veren Eylül Ilgın'a yapılacak en doğru şey bir mektup yazdırmaktı.Mektubun uzaktaki sevdiklerimize gönderildiğini anlattım ve kime göndermek istediğini sordum."Sanem hem uzakta hem de onu seviyorum, ona gönderelim."dedi.Yazdık mektubu ,daha doğrusu o söyledi ben yazdım;altınada elinde çiçekleri olan kendi resmini çizdi.Çok sevdiği Hello Kitty'li bir mektup kağıdının üstüne ikisinin isimlerini yazdı.Kedili mıknatıslı küpelerinide ekleyip zarfı kapattı. Pembe zarfının üzerine yine Hello Kitty'li bir çıkartma yapıştırıp,postaneye gidecek uygun bir gün beklemeye koyulmuştuk.O gün bugünmüş:)Gerçi Eylül Ilgın puluda zarfın üstüne kendisi yapıştırmak istiyordu ama biraz anlatınca ikna olup mektubunu postanedeki bayana verdi.Aynı bayan daha müsait bir zamanda gelirsek bize pul konusunda yardımcı olabileceğini söyleyince sevindik.Şimdide Eylül Ilgın pul almaya gideceğimiz zamanı beklemeye başladı.


Bugünün Eylül Ilgın için 2. önemi ise anaokulu ön kayıtlarının kesimleşmesi için kura çekilecek olmasıydı.Eşimin sınav giriş işlemlerini halledince anaokuluna gittik,kura için geldiğimizi sorunca grubumuzu sordular.5 yaş grubu sabahçı olduğumzu söyleyince iyi haberi aldık.Kura çekilişi yapılmayacak 2 gruptan bir tanesi bizimkiymiş:)Çalışan anneler genelde tam günü,ev hanımı annelerde rahat olabilsinler diye genelde öğleden sonrayı istediklerinden sabahçı yarım gün grupları genelde en az öğrencili ve en rahat gruplar olurmuş.Ne sevindim ne sevindim.Yarından itibaren kesin kayıtlar başlıyor,en kısa zamanda evrakları tamamlayıp kesin kaydıda yaptırıp işi garantiye almak gerek.



Eylül Ilgın 4 gündür yorgunluktan mahvoldu.Evimize sadece 5 km uzaklıktaki Efirli'de deniz kenarında çadır kurduk.Hepimiz için tam eğlencelik ama en çok Eylül Ilgın eğleniyor galiba.Pazar akşamı çok fazla yağmur yağdığı için dün denize giremedik ama sahilde gezinmeyi ihmal etmedik. Birde kamp sahiplerinin "Beyaz" isimli bir köpeği var.Eylül Ilgın ona bayılıyor,babaannesinin tüm bağırmalarını kulak arkası edip tüm gün onunla koşturup,seviyor.



Akşamları tüm günün yorgunluğunu atmak için ya televizyonda 1-2 çizgi film seyrediyor yada babasıyla beraber ateş yakıp karşısında oturuyor.Çok soğuk gecelerde eve gelmek istemiyor. Yaz bitiminde çadırdan nasıl çıkaracağız şimdiden kara kara düşünüyorum:)

20 Haziran 2008 Cuma

AZMİN ZAFERİ

Tarih :5 Haziran 2008

Eylül Ilgın için önemli bir gün çünkü ne zamandır istediği oyuncağa kavuşuyor.Sanırım 1 ay önceydi.Eski Fidangör'de görünce aşağıdaki evi çok hoşuna gitti."Aynı bizim gibiler anne " dedi.Önce anlamadım ama oyuncağı inceleyince evin içindeki ailenin anne,baba,kız çocuğu ve sarı bir köpekten oluştuğunu farkettim:) Gerçi bizim hanüz köpeğimiz yok ama yaz bitince alacağımız için o varmış gibi düşünüyor.
Neyse fiyatını gidip kendi sordu ve dönüp bana "60 ytl çok para dimi anne ?dedi.Ben daha cevap vermeden çok beğendiğini ve almak istediğini de ekleyiverdi.Bende eğer kumbarasında para biriktirirse ona alması için yardım edebileceğimi söyledim.Özellikle babasının yardımlarıyla 1 ay da parasını biriktirdi.


Ve şimdi evde mutlu mutlu oynuyor.Ev gerçekten çok güzel,kapısında gerçek bir zili ve lambasından küvetine,müzik setinden pufuna kadar herşeyi var..Kumparada para biriktirmeyi zaten seviyordu ama bir amaç uğruna hiç biriktirmemişti.Bu sayede beklemeyi ve eşyanın kıymetini öğreniyor.Artık kendisi "Eğer para biriktirsem istediğim oyuncağı alabilir miyim ?" diye soruyor bize...Ve bunu eziyet olarak değil,kendi parasıyla almanın zevkine vararak isteyerek yapıyor.Bu kız kesinlilikle bizden akıllı olacak:)