Her geçen gün kızıma dair ayrıntılar çoğalıyor ve ben bu ayrıntıları hatırlamakta zorlanıyorum.Kuzumla ilgili herşeyi hatırlatabilecek,paylaşmamı sağlayabilecek bir bloga sahip olmak için geç bile kaldım.Bundan sonra burdayız,bekleriz.
********************
Havalar "serin karadeniz " sıfatını çoktan unutturmuş bir sıcaklıkta Ordu'da.Bu sıcakta hiçbirşey yapılamıyor,hatta Eylül Ilgın uyumak bile istemiyor.Büyüyen yaşına rağmen hala kendi kendine uyumayı öğrenemeyen kızım, ayakta sallanmak için türlü şaklabanlıklar yapıyor.Bugün bir kez daha denedim;5-10 dakika yanında uzandım;sırtını kaşıdım(bu çok hoşuna gidiyor),mıraldanır gibi ninni söyledim ve uyuması için odasının kapısını çektim.5 dakika süren sezsizliği "Ali Baba'nın Çiftliği" şarkısı bozdu ,ama bilindik sözleriyle değil.
"Ali Baba'nın bir çiftliği var,çiftliğinde Serap'ı var.
Uyu Eylül,uyu Eylül diye bağırır,çiftliğinde Ali Baba'nın.
Ali Baba'nın bir çiftliği var,çiftliğinde Eylül'ü var.
Uyumucam,uyumucam diye bağırır,çiftliğinde Ali Baba'nın."
Güler misin,ağlar mısın,yoksa ayağına alıp sallar mısın?Ben son seçeneği yaptım ve kızım 3 dakika içinde uyudu..Akşam tekrar bir deneme yapacağım ama artık pek umudum kalmadı.
7 Eylül 2007 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
ben onu hemsalarım hemde onu yerimmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
Yorum Gönder