18 Temmuz 2008 Cuma

DOKTOR AMCALI GEZİNTİ

Ne ben ne Eylül Ilgın,ne de bizim biricik doktorumuz Ordu'yu gezmeye doyamıyoruz.Ayda bir defa olan düzenli iş ziyeretlerinde hem onu hem kendimizi:) gezdirmek bizim için bir ritüel oldu.Her seferinde farklı bir yere gitmeye çalışıyoruz,gerçi zamanları çok kısıtlı ve yorgun oluyorlar ama yinede bu güzellikleri gezmek doktorumuzada iyi geliyor.Doktor doktor diye kimden mi bahsediyorum?Eylül Ilgın'a değen ilk elden,kuzumun nefes almasına yardım eden o tatlı adamdan yani Dr.Tufan Babayiğit'ten..Eylül Ilgın'ın doktor amcası,benim tanıdığım en şahane insanlardan(ki o kadar azlar ki) birisidir kendisi...Azcık ta obur ama olsun her güzelin bir kusuru var di mi?:)


Şimdide gittiğimiz yerden bahsedeyim.Burası Perşembe'nin Mersin Köyü'nde olan Çamburnu Restaurant...Eski yol diye tabir edilen sahil yolunda kalmasına rağmen müdavimleri tarafından hiç unutulmuyor.Şu manzarayı görüpte unutmak pek te mümkün olmasa gerek.

Bizim anne-kız en büyük zaafımız deniz kıyıları galiba.Görünce dayanamayıp yanına gitmek için her yolu deniyoruz.Patika bir yoldan usul usul giderek aşağıdaki sahile ulaşınca taşların üzerinde seken minik kuzuyu görmek için defalarca inip çıkabilirim o yolu.

Birkaç küçük taş seçip cebine doldurduktan sonra,saz benzeri uzun bir bitki buldu yerde Eylül Ilgın.Kendine oturacak güzel ve büyük bir taş bulduktan sonra başladı hayali olta yaptığı uzun otuyla! balık tutmaya:)

Yolun yarısını sırtımda,yarısını kendi emeğiyle çıktıktan sonra bile devam etti oltasıyla oynamaya.Bu oyun girişte gezinen kedileri görene kadar devam etti.Biz başladık kedi kovalamaya.Garsonların biri oturduğumuz yerde yavruları olduğunu ama duvardaki oyukta saklandıklarını söyleyince aklı başından gitti Eylül Ilgın'ın...Koştura koştura indik hemen duvar dibine.Neler yapmadık o küçücük oyuktan çıksınlar diye..Gel pisi pisiler,mivaylamalar,Eylül Ilgın'ın köftelerinden,doktor amcanın balıklarından çalıp oyuk önlerine koymalar:)


Kendileri çıkmasada minik başlarını dışarı çıkardılar ve Eylül Ilgın en güzel seyirlerinden birine daldı.

Karınları doyan iki minik i dinlenmeye çekilinceEylül Ilgın'ı oyalamak bize düştü.Babasına şut çekerek,boyuna bakmadan kilolarca ağırlıktaki el değirmenini çevirmeye çalışarak,babaannesiyle hamakta ve salıncakta sallanarak yine en çok eğlenen olmayı başardı.

Bu kadar eğlencenin üstünede kedilerden artan soğumuş köftelerini yedi .


Tufan amcaya dondurma karşılığı verilen öpücüklede günün finalini yaptı.

Hem kendini,hem bizleri eğlendirdiğin;sevincimizi kat kat arttırdığın için çok teşekkürler güzel kızım.

3 yorum:

ruhdagı dedi ki...

Çok neşeli bir günmüş. En azından Eylül için. İmrenerek fotolara bakıyorum:)

GAMZE dedi ki...

ÖZLEMİŞİM........

SERAP dedi ki...

Yukarıdakiler;
İkinizede söylüyorum bir dahaki yaza kesin buradasınız.Birinizin imrenmesini,diğerinizin özlemesini geçirmeyi kendime bir görev bilirim:)