Dışarıda yapılacak bir kaç iş için hazırlanıp çıktık öğleden sonra.Gittiğimiz kuru temizlemecideki makinalar çok ilgisini çekt, biraz onlara bakarak ve sorular sorarak oyalandı.
Parkın yanından geçerken içinde oynayanlar olduğunu gördü ve hiçbirşey demeden sadece gözlerime baktı.Ben mesajı alır almaz baştan pazarlık yaparak parka girdik.Biraz salıncak,azcık kaydırak sefası;kah anne hadi yukarı diyerek,kah kuşlara dalarak hasret giderilen tahtarevalli...
Eve gelincede herşey hoştu taki kızıma kızdığım o ana kadar:Su içtiği bardağı pufun ayağının yanına koymuş.Gördüm ve geçerken bardağa dikkat etmesini söyledim.Sanki ben öyle söylememişim gibi kaşla göz arasında koca bir bardak suyu devirdi.Sinirli bir şekilde odasına gitmesini söyledim. Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz pişman oldum ama Eylül Ilgın ağlamaya başlamıştı bile.Odasına gittim arkasından kapının arkasına saklanmış beni bekliyordu.
-Özür dilerim,sana bağırmamam gerektiğini biliyorum.Yinede daha dikkatli olmanı isterdim.
-Bende özür dilerim ama bardağı niye mutfağa götürmedin?Götürseydin bende onu dökmezdim.
-???
-Hadi gel barışalım bi dahada bana kızma tamam mı?
-Tamam kuzum.
Ben kızımın yaşındayken böyle kendimi savunamazdım herhalde.Hatta bazen şimdi bile tutulur kalırım.Umarım kendine olan güvenini , doğru bildiklerini savunmayı ve hakkını aramayı geliştirerek yetkin bir parçan haline dönüştürürsün sevgili kızım.
"BÜTÜN GÖKYÜZÜ VE KUŞLAR BENİM"
diyerek kollarını göğe kaldırdığında haklıydın kızım.
Bu sevme gücü sende oldukça hepsi senin olabilir.
3 yorum:
ÇOK DUYGULANDIM YA....SİZ HARİKA BİR İKİLİSİNİZ...SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM.....ELA
Bizde seni çok seviyoruz fıstık.Darısı senin başına:)
Şimdiki çocuklar "bilerek" doğuyorlar:)
Yorum Gönder