5 Ekim 2008 Pazar

BAYRAM = ZİGANA


Bayram için tüm hazırlıkları yaptık ve arife gününden Giresun'a dede evine gittik.Eylül Ilgın'ın dedesine özel bir sevgisi vardır.Giresun'a gittiğimizde genelde gözü dedesinden başka kimseyi görmez.O dedesiyle uğraşır ve gezerken bizde işlerimizi rahat rahat hallederiz.



Bayramın ilk günü aile büyüklerinin ziyaretleriyle geçti.Eylül Ilgın,Caner ve Gülçin'in tepkilerinden anladığım kadarıyla bayram mendilleri çok hoşlarına gitti.Eylül Ilgın bol bol harçlık topladı hatta vermeyenleri yola getirmeyi bile başardı(mesela dedesinden harçlığı bebek alacağını söyleyerek çatır çatır istedi:)


2. gün için Zigana planımız vardı.Öğlene doğru Yağızlar bizi almaya Giresun'a geldi.Arabada kreşe/anaokuluna yeni başlayan aynı yaşta iki çoçuk olunca yol boyunca dinlemediğimiz çoçuk şarkısı kalmadı.Trabzon'a yazın açılan alışlveriş merkezi Forum'a uğradık.Eylül Ilgın para biriktirerek alcağı bebeği burada görünce bayram harçlıklarıyla bebeği alıp alamayacğını sordu.Sonuçta ikisinide O biriktirmiş sayıldığı için izin verdik.Zaten bir tane varmış ama düşünceli bir anne olarak Ordu'da bulamayacağımız için yedek bez ve mamalarınıda almayı ihmal etmedik.Bu arada bebğimizin adı " ZEYNEP" OLDU.

Forum'dan çıkıp Zigana'ya doğru yol almaya başladık.Yaramazların ikiside bu yolda kucağımızda uyuyakaldıklarından malesef yoldaki muhteşem manzaranın fotolarını çekemedik.Bir dahaki sefere inşallah:)


Zigana Tatil Köyü gerçekten muhteşem bir doğaya sahip,2 şer katlı tatil evlerinden oluşuyor. Yağızlar alt kata,biz üst kata yerleştik ve kuzulara yeni aldıkları oyuncaklarıyla oynamaları için biraz vakit tanıdık.Eylül Ilgın cdleri,boya kalemleri olmadan bir yere gitmediği için yanımızda laptopta (ödünç alarak:) götürmüştüm,iyiki yapmışgötürmüşüm çünkü uydu yayını olmadığı için çizgi filmsizikten oyalanamamaya başladılar bir süre sonra.

Ortasında kocaman bir ateşin yandığı güzel bir restaurantıda var tatil köyünün.Bayram dolayısıyla eğlenceli bir müzik eşliğinde yemeklerimizi yedik,Eylül Ilgın'la Yağız tüm gece boyunca diğer çocuklarla beraber ya ateşin etrafında dönüp durdu yada duydukları her müzikte halay/horon karışımı birşey oynadılar.Kuzunun biraz kırıklığı olduğu için çok geç kalmadan odamıza çıktık,eşimide Yağızlarla beraber eğlencde bıraktık.
Restauranta sürekli uykum geldi diyen çoçuk daha odamıza gelmeden itiraflara başladı:"Aslında benim uykum yok ama biraz başımın ağrıdığı doğru(bu baş ağrısınıda kesin babaanneden öğrendi:).En iyisi biz Zeynep'i uyutup biraz cd seyredelim." Hayhay efendim:)
Ateşi çok fazla olmamasına balgamlı bir öksürüğü vardı ve bizi o gece birazcık zorladı.Balgam sökücü ilaçtan dolayı biraz kustu (her zamanki gibi:( ama şükür ki yanımda getirdiğim acil durum ilaçlarına gerek kalmadı ve balgamını çıkardıktan sonra sabaha kadar iyi bir uyku çekti.
Temiz havadan olsa gerek sabah erkenden ikimizde fırladık.Biraz cd izleyip,Zeynep'le ilgilendik ve alt kata inip Yağız'ı can sıkıntısından kurtardık:)Birazda onunla oynadıktan sonra diğer 3 yetişkini gecenin toksinleriyle başbaşa bırakıp kahvaltıya gittik.

Tertemiz,güneşli ve çok soğuk olmayan havayı görünce biraz dolaşmayı teklif ettim minik kuşlara.Ben daha cümlemi tamamlamadan el ele tutuşmuşlardı bile:)
Çok eğimli olmayan yolda bir süre gelip gittik.Temiz havayı bolca ciğerlerimize çektik.Hala uyuyan tembellerin dedikodusunu yaptık:)




Birde bol bol çiçek topladık.Etrafta o kadar çoktular ki birkaçtane koparmalarını engellemek istemedim.Diğer uykucu bölükte uyanınca son keyif çaylarımızı içip yola koyulduk.
İddaa ediyoruz bizim üçlü bu tatilin tadını iyice çıkardı ve alınabilecek en yüksek düzeydeki zevki aldı.Yaşasın çoçuklar ve çocuk kalanlar:)






1 yorum:

Tabiat Ana dedi ki...

ağustos ayında kütük bir yorganla yanan soba eşliğinde uyuduğumuz zigana ah ah...
çok güzel birde köpek vardı oralarda rastladınızmı yada hala varmıydı bilemedim ama eminim görse eylül bayılırdı ona :)